Haber
2013-01-05 06:35:12
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Çalışanı Üyelerimizle Buluştuk

Genel Başkan Vekilimiz Ahmet Özer, 2013 yılında üniversite çalışanlarını memnun edecek bir yasanın çıkarılmasını istediklerini ifade ederek, “Darbe yasasından kurtulup, kendi insanıyla mücadele eden değil, uluslararası bilim camiasıyla rekabet eden bir YÖK Yasası’nın bir an önce çıkarılmasını istiyoruz” dedi.

Ahmet Özer, Genel Başkan Yardımcımız Teyfik Yağcı ile birlikte, Ankara 5 No’lu Şubemizin Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Temsilciliğimiz ile ortaklaşa düzenlediği tanışma yemeğine katıldı.

 

Burada bir konuşma yapan Özer, yakın zamana kadar darbecilerle kol kola yürüyen rektörlerin bulunduğunu kaydederek, “Bunlar bilimsel alanda herhangi bir üretim yapmadıkları gibi, Türkiye’nin gelişmesinin önünde bir engel olarak duruyordu. Artık, yıllardır özlemi duyulan üniversite tablosu oluşmaya başladı. Bunun böyle devam etmesi en büyük arzumuzdur” şeklinde konuştu.

Sendikacılık, bir sivil toplum örgütü olarak, birlik olma hareketi haline geldiğinde, insanların haklarını korumada önemli bir görevi ifa ettiğini anlatan Özer, şöyle konuştu: “Sivil toplum hareketi olarak sendikacılık, bilhassa üniversitelerde katılımcı olma konusunda yeterli özgüven ve girişime sahip değil. Bunun en büyük nedeni, demokrasi kültürünün tam yerleşmemiş olmasıdır. Maalesef demokrasimiz hala tam anlamıyla tekemmül etmiş değildir.”

YÖK Yasa Taslağı’na ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Özer, taslakta bazı önemli yenilikler yer alırken, sendika olarak kendilerini rahatsız eden bazı maddelerin de bulunduğuna dikkat çeken Özer, hem akademik hem de idari personelin çözülmesi gereken sorunları olduğunu kaydetti.

“YÖK ve üniversitelerin ulusal ve uluslararası denetime açılması ve bununla ilgili ayrı bir birimin kurulması, iki yılda bir YÖK Şurası’nın yapılması, Bilgi Lisanslama Ofisi’nin kurulması önemli adımlar” diyen Özer, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer taraftan, özlük haklarıyla ilgili maddelerin sınırlı tutulması dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, en az verilmesi gereken ders saatleri ifade edilirken, en fazla ders saatinin belirtilmemesi düşündürücü. Biz Eğitim-Bir-Sen olarak, öğretim elemanlarının maaşlarının artırılması, ders yükünün düşürülmesi gerektiğine inanıyoruz. Öğretim elemanlarının okumaya, araştırmaya ve proje hazırlamaya vakit ayırmalarını istiyoruz. Yoksa, üniversiteler bu haliyle yüksek lise gibi yoluna devam edecektir.”

Bir başka önemli konunun ise,  idari personele tayin hakkının verilmemesi olduğunu dile getiren Özer, Milli Eğitim’de olduğu gibi, üniversite personeline de çalışma yılına ve özre bağlı olarak puanla her yıl istediği yere tayin hakkı getirilmesi gerektiğini söyleyerek, “İdari personele genel tayin hakkı verilmeli, hizmet puanı esası getirilmeli, yükselme ve atama konusunda düzenleme yapılmalı, özlük haklarında iyileştirme yapılmalı, geliştirme ödeneği tüm personele verilmelidir” diye konuştu.

Sendikamızın her geçen gün büyüdüğünü anlatan Özer, “Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nin bizim nezdimizde ayrı bir önemi var. Demokratikleşme sürecinde kurulan bir üniversite. İnşallah Ankara’da, üniversitelerimizle ilgili çalışmalarımızda öncü olacaktır” ifadelerini kullandı.

Çalışanların özgürlüklerini sınırlayan uygulamalara da değinen Ahmet Özer, sözlerini şöyle tamamladı: “21. yüzyılda hala yetişmiş insanların nasıl giyineceklerine müdahale edilmektedir. Sendika olarak, bu anlamsız uygulamaların sona ermesi için birçok eylem yaptık ve yapmaya da devam edeceğiz. Üniversitelerde, kamuda ve Meclis’te başörtüsü yasağı sorununun çözüme kavuşturulması yönünde başlattığımız mücadeleyi, sorun çözülünceye kadar sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.


Yağcı: Üniversitelerimiz Ülkenin Gelişmesi ve Yükselmesinin Lokomotifi Olmalı

Genel Başkan Yardımcımız Teyfik Yağcı, üniversitelerde sendikalaşma hızının çok düşük olduğunu belirterek, yavaş da olsa, sendikalaşmanın istikrarlı bir şekilde giderek ivme kazanacağına inandığını söyledi.

Güçlü olabilmenin en büyük faktörünün eğitim alanında güçlü olmak olduğunu ifade eden Yağcı, şöyle devam etti: “Çünkü mahiyet itibarıyla her şey ilme bağlıdır. İlmi elde eden, tekniği elde eder; tekniği elde eden, gücü elde eder; gücü elde eden, maddi ve manevi gelişmeyi sağlar ve sözünü dinletir. Bunun nirengi noktası ise ilimdir, fendir, sanattır. Bu ise, eğitimcilerin sayesinde olacaktır. Onun için biz diyoruz ki, eğitimcilerimizin maddi ve manevi olarak desteklenmesi çok önemlidir. Bu camianın ihmal edilmeye hiç mi hiç tahammülü yoktur.”

İlimde, fende, teknikte geri kalmamızın neticesi olarak, son üç asırdır Türkiye’nin kendi potansiyel güçlerinin akıntısından ziyade başka güçlerin meydana getirdiği dalgalarla hareket etmeye mecbur hissettiğini vurgulayan Teyfik Yağcı, “Hâlbuki düşündüğümüzde, tarihi bir enginliğe sahip bir medeniyetin temsilcileri olduğumuzu gördüğümüz gibi, mekân açısından da medeniyetimizin ve etkinliğimizin nasıl bir coğrafi genişliğe sahip olduğunu görmemek mümkün değil. Bize düşen, milletin dirliğini ve devletin birliğini daha da muhkemleştirecek faaliyetlerin içinde olmak; medeniyet değerlerimizi yeniden ihya ve inşa etme sorumluluğumuzun idrakinde olarak çalışmak, çabalamaktır. Burada, üniversitelerimizin bu gelişmenin ve yükselmenin lokomotifi olma sorumlulukları olduğunu da belirtmek isterim. Eğitimcilerimiz de o lokomotifin makinistleridir. Omzumuzda geleceğin sorumluluğunu hissediyor; insanımızın derdi ile dertleniyor, problemlerini kendi derdimiz ve problemimiz sayıyor, bunların çözümü için var gücümüzle uğraşıyoruz. Yoksa insan olmamızın gerçek manasına eremeyiz” değerlendirmesinde bulundu.

Yağcı, sözlerini, Necip Fazıl’ın “Ben ki toz kanatlı bir kelebeğim/Minicik gövdeme yüklü Kafdağı/Bir zerreyim ama arşa gebeyim/Dev sancılarımın budur kaynağı” mısralarıyla tamamladı.

 

Okuyucu: Tek Gayemiz, Sorumlu ve Dürüst Çalışanları Aynı Potada Buluşturmak

Ankara 5 No’lu Şube Başkanımız Ayhan Okuyucu ise, sorumlu ve sorun üretmeyen yönetici, doğru ve dürüst çalışanları bir arada, aynı pota içerisinde buluşturarak başarıyı yakalama gayretine yardımcı olmak istediklerini belirterek, “Böyle bir kurum var mı diye sorarsanız, evet var. 21 Temmuz 2010 tarihinde kurulan ve 3 Ekim 2011’de ‘Üniversite eğitiminde yeni bir soluk’ sloganıyla yükseköğretim kervanına katılan Yıldırım Beyazıt Üniversitemiz buna güzel bir örnek teşkil ediyor” diye konuştu.

Okuyucu, seçimlerin, bütün üniversite personelinin katılımıyla yapılmasını ve bu taleplerinin yeni YÖK Yasası’nda yer almasını istediklerini sözlerine ekledi.

 

Doğanoğlu: Kısa Sürede Ciddi İşler Başardık

Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Temsilcimiz Metin Doğanoğlu, açılışta yaptığı konuşmada, kısa süre içerisinde yetkili sendika olmanın da verdiği güçle üyeleri adına ciddi işler başardıklarına inandıklarını ifade ederek, “Bunlardan en somut olanı, yakın geçmişte imzaladığımız banka sözleşmesi ve üyelerimizin eline geçen promosyondur” dedi. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen